6 Ağustos 2011 Cumartesi

Belikli Ergen ve Maceraları: hiç yaşanmamıştı bu...

Hayatım boyunca hemcinslerim tarafından kolay tırsıtılan biri olmuşumdur.Neden gerçekten bilmiyorum ama kadınlar bana erkeklerden daha korkutucu geliyor.Bi erkekten korktuğumu hiç hatırlamıyorum.Dedem bana karşı hep iyi davranmıştı, babamsa yumuşak karekterli bi adamdır aç olmadığı sürece sinirlendiğini görmedim.İlkokuldayken sebebini bilmediğim bi şekilde erkek öğrencileri döverdim,sanırım her zaman onlardan daha cüsseli olmamdan kaynaklıydı bilemiyorum.Ortaokuldayken dersanede bi çocukla atışmıştım, tartışmamız benim kafa atmamla son bulmuştu.Erkek olsam bu kadar cesur olmazdım.Fakat kız olunca küçüklüğümden beri hep şöyle düşünürken buldum kendimi: ''ben kız olduğum için bana bi şey yapmicak.''.Nihayetinde küfür ettiğim ya da dövdüğüm tipler dönüp bana kafa göz girişmediler; kız olduğuma dua ettim.Şu yaşımda hala sıkışırsam kafa atacağımı biliyorum.

Yıllar önce 6.sınıftayken (evet.yıllar önceydi) bi gün boş dersimizden istifade ilkokul öğretmenimizin yanına gittik.Ortaokulla ilkokulu aynı okulda okumuştum.Neyse ben ve arkadaşlarım bizim dönemimizde emekli olmayı düşünen bizden sonra öğretmenliğe devam eden öğretmenimizin sınıfına girdik.Bizi gördüğüne çok sevinmişti.Sınıftaki mini mini 1ler de oldukça keyiflilerdi.Bir anda 'abi' 'abla' olmamızın gururunu yaşıyorduk.Ayakta kalmaktan nefret eden bi an önce oturma telaşındaki ben ön sırada boş bi sırayı gözüme kestirip oturdum.Ergen vücudum her hafta 5 cm atıyordu.Vücudum oldukça şekilsizdi,Bi bel kavisim yoktu lan.Kaşlarım neyseki pek sorun teşkil etmiyordu.Ama bıyıklarım vardı.Annem sağolsun kıldan tüyden hiç hazzetmeyen bi kadın olduğu için hemen bıyıklarıma girişmişti.Sürekli gelişen ben ise ilkokul5ten beri ağda yaptığım için oldukça mutluydum zira zaten çirkindim üstüne bi de kıllı olmamalıydım.

Velhasıl oturduğum sıra Yedi Cücelerin sırası gibiydi ve ben kesinlikle Pamuk Prenses değildim hikayede var olmayan ama benim şuan ekleyeceğim Devdim.Buna rağmen görüntümün çok da farkında değildim.Hala saçımı iki kulak yapıyordum.O gün de saçımı iki tane örüp ucuna boncuklu tokalar takmıştım.Oldukça rahatsız edici bi konumda oturmaktaydım.O sırada kapı açıldı.Minik ufacık esmer (öyle böyle değil çok esmer) pembe tokalı pembe çantalı bilimum pembe aksesuarlı bi 1.sınıf öğrencisi kapıda belirdi.Geç kalmıştı.Öğretmenim bana ''Beritcim ordan kalkar mısın?'' dedi meğersem içeri giren cücenin sırasıymış.Ben de gülümseyerek kalktım ama çok pis bozuldum.Bu epesmer pembeli küçük hanım daha önce kimsenin yüzünde görmediğim vakur bi ifadeyle sırasına geçti.Çekik gözleri ve kalkık kaşlarıyla sınıfta herkesi ezecek kapasitedeki duruşuyla hemen antipatimi kazanmıştı.

Kötü bakışlarımı başka bi yöne çevirip içimdeki nefreti bastırmaya çalıştım.Çocukları kendim çocukken bile sevmezdim hele ki çirkinlerini of Allah'ım hiçbi zaman sevemedim...O sırada öğretmenimiz bi işi olduğu için sınıftan çıkacağını ve sınıfı bize emanet ettiğini söyleyip çıktı.Hocaların o ''bi işi olma'' mevzusunun aslında diğer sınıftaki öğretmenle çene çalmak olduğunu öğrenmem çok yıllarımı almadı.Ben de diğer arkadaşlarımla birlikte çocuklara ''susar mısınız?'' falan diyordum kibar kibar.Susuyorlar ama gülmelerini engelleyemiyorlardı.O dönemdeki çocuklar niyeyse ota boka gülüyor.Pembeli esmer çirkin küçük kız da habire konuşuyor tüm uyarılara rağmen susmuyordu.Bakışlarımı ona yöneltince o dönem bir çok ergen erkek arkadaşımın sahip olmak istediğinden daha fazla bıyıklarının olduğunu farkettim.Üstelik bu çirkin görüntüsünün ardında inanılmaz bi bilmişliğe sahipti.Çocukken bile bilmiş çocuklardan nefret ederdim.

Bir kaç kere uyardım.Ama bana mısın demiyordu.Bıyıklı susmayı reddettikçe sınıfın geri kalanı kuduruyordu.Yaklaştım.Kıza doğru eğildim: ''Bak yavrum,niye susmuyorsun sen de diğer arkadaşların gibi?hıı??'' dedim,tehditkar bi edayla.Bıyıklı, küçük tüylü eliyle beliklerimden birini yakaladı, çekmeye başladı.Beliğim tüylü elindeyken: ''Bana bak öğretmen benim akrabam.Bana hiçbir şey diyemezsin!'' dedi.Beliğimi elinden kurtardıktan sonra: ''ama çok ayıp...'' falan dedim ezik ezik.Nerden bilecek lan diyerekten ''benim de annem ilkokul öğretmenimdi ama ben senin gibi şımarık değildim'' yalanını söyledim.Kaşlarını kaldırdı gözlerini süzdü ağzını büzerek omuz silkti.Etrafıma bakındım göz ucuyla,kimse olayı farketmemişti.Ufacık esmer bıyıklı 1.sınıf öğrencisi, iri yarı ergen ortaokul öğrencisinin saçını çekmişti.Ve ortaokul öğrencisi sırf öğretmeninin akrabası diye bi şey diyememişti.Bu mu daha kötüydü yoksa daha ilkokullu bir çocuğun devletin herhangi pozisyonunda bulunan akrabasından kaynaklanan imtiyazının farkında olması mı?Sosyal mesajla pısırıklığımı kapatmak istiyorum.evet.

Öğretmenimiz gelene kadar esmer bıyıklı ilkokul öğrencisinden oldukça uzak bi konum ayarladım kendime.Ve hala ''neyseki kimse görmedi evet kimse görmedi oh kimse görmedi...'' diye düşünüyordum.Öğretmenimiz gelince de hemen sıvıştım sınıftan.Kendi sınıfımın bulunduğu bloga doğru giderken olanları hiç yaşanmamış varsaydım.Ufacık esmer bıyıklı 1.sınıf öğrencisinin iri yarı ergen ortaokul öğrencisinin saçını çekmemişti.Hiç yaşanmamıştı bu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder